Mankenliğin tarihi, aslında giyim endüstrisinin ve görsel iletişimin gelişimiyle paralel bir şekilde ilerlemiştir. İlk zamanlarda mankenlik, daha çok terzilerin ve moda tasarımcılarının kıyafetlerini sergilemek amacıyla ortaya çıkmıştır.
19. Yüzyıl: Mankenliğin kökleri, 19. yüzyılın ortalarına kadar uzanır. Charles Frederick Worth gibi haute couture tasarımcıları, kıyafetlerini müşterilerine sergilemek için "house models" olarak adlandırılan kişileri kullanmaya başlamıştır. Bu kişiler, aslında ilk profesyonel mankenler olarak kabul edilebilir. Bu dönemde mankenlik, sadece kıyafetlerin görünümünü sergilemekle sınırlıydı ve mankenlerin kişiliği pek ön planda değildi.
20. Yüzyılın Başları: Fotoğrafçılığın gelişmesiyle birlikte, mankenlerin görüntüleri dergilerde ve gazetelerde yer almaya başladı. Bu, mankenliğin daha geniş kitlelere ulaşmasını sağladı. Ayrıca, sessiz film yıldızları da bir nevi manken olarak kabul edilebilir, çünkü onların giyim tarzları ve görünümleri büyük ilgi görüyordu.
Altın Çağ (1940'lar - 1950'ler): II. Dünya Savaşı sonrası dönem, mankenliğin altın çağı olarak kabul edilir. Bu dönemde, Dorian Leigh, Suzy Parker ve Lisa Fonssagrives gibi süper modeller ortaya çıktı. Bu mankenler, sadece kıyafetleri sergilemekle kalmayıp, aynı zamanda kendi kişilikleriyle de ön plana çıktılar. Moda fotoğrafçılığı da bu dönemde büyük bir gelişme gösterdi ve Richard Avedon, Irving Penn gibi fotoğrafçılar, mankenlerin kariyerlerinde önemli rol oynadılar. Süper model kavramı bu dönemde şekillenmeye başladı.
1960'lar: Bu dönemde, Twiggy gibi androjen görünümlü mankenler popülerlik kazandı. Gençlik kültürü ve moda arasındaki ilişki güçlendi ve mankenler, gençlerin stil ikonları haline geldi. Bu dönemde, mankenlik ajansları da daha profesyonel bir yapıya kavuşmaya başladı.
1970'ler ve 1980'ler: Bu dönemde, etnik çeşitlilik mankenlik dünyasında daha fazla önem kazanmaya başladı. Naomi Sims gibi siyahi mankenler, moda dünyasında daha fazla görünürlük elde etti. Ayrıca, Cindy Crawford, Linda Evangelista ve Christy Turlington gibi süper modeller, büyük markaların yüzü haline geldi ve mankenlik endüstrisi daha da büyüdü. Etnik çeşitlilik'in artması, sektörün daha kapsayıcı hale gelmesinde önemli bir adım oldu.
1990'lar: Süper modellerin en parlak dönemi. Bu dönemde, mankenler sadece kıyafetleri sergilemekle kalmayıp, aynı zamanda popüler kültürün önemli figürleri haline geldi. Claudia Schiffer, Kate Moss ve Naomi Campbell gibi mankenler, dünya çapında tanınan isimler oldu. Bu dönemde, mankenlik gelirleri de önemli ölçüde arttı.
21. Yüzyıl: Günümüzde mankenlik, çok daha çeşitli ve kapsayıcı bir hale geldi. Farklı beden ölçülerine, etnik kökenlere ve cinsiyetlere sahip mankenler, moda dünyasında daha fazla temsil edilmeye başlandı. Sosyal medyanın etkisiyle, mankenler kendi markalarını oluşturarak daha fazla kontrol sahibi olabiliyorlar. Sosyal medya'nın etkisiyle mankenlik daha da kişisel bir hal aldı. Dijital mankenler ve sanal influencer'lar da giderek daha fazla popülerlik kazanıyor.
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page